Bambu ormanlarının sessizliğinde kaybolan, siyah beyaz bir gölge gibi süzülen... Hayır, bu bir ninja değil. Bu, doğanın en sakin kaçaklarından biri: panda. Çoğu insanın gözünde sadece sevimlilik timsali, peluş haliyle raflarda gördüğümüz o şirin canlı... Ama gerçek panda, bundan çok daha karmaşık bir karakter. Onun hikâyesi; biraz trajikomik, biraz hayret verici. Genetik olarak etobur ama yüzde 99 bambuyla besleniyor. Evrim şakasını yapmış gibi. Bir canlı düşün, vücudu protein için tasarlanmış ama o inadına bambu kemiriyor. Ve tüm bu çabanın sonunda, yediği şeyin neredeyse hiçbir besin değerinden faydalanamıyor. O yüzden günde 14 saate kadar bambu çiğniyor. Bildiğin ağır mesai. Üstelik doğadaki en düşük doğurganlık oranlarından birine sahipler. Dişiler yılda yalnızca birkaç gün boyunca doğurgan olabiliyor. Erkekler ise… Eh, pek motive sayılmazlar. Belki de dünya onların ilgisini çekmiyor, kim bilir? Bir tür, kendi soyunu sürdürmeye bu kadar az ilgi gösteriyorsa, insanın içinden ...
Ufkunu Genişlet, Sen de Bir Panda Ol!